TEBLİĞİN BEŞ DEVRESİ: 
Davet`in bes devresi olup birinci devresi: Nübüvvet devresidir. 
Davetin ikinci devresi:En yakin hisim ve akrabayi, Ahiret azabiyla korkutup uyarma devresidir.Davetin ücüncü devresi:Kendi kavmini,Ahiret azabiyle korkutup uyarma devresidir.Davetin dördüncü devresi:Kendilerine, daha önce Ahiret azabiyle korkutup uyarma devresidir.Davetin besinci devresi ise: Zamanin sonuna kadar, bütün Cinlerden ve insanlardan, kendilerine davet erisebilecek olanlari, ahiret azabiyle korkutup uyarma devresidir. 
PEYGAMBERİMİZİN VAZİFESİNİ AÇIKTAN AÇIKLAMASININ EMREDİLMESİ: 
Peygamberimiz, Tebliğin ilk devresi olan nübüvvet devresini üç yıl geçirdikten sonra 
açıktan tebliğ emri geldikten sonra akrabaları olan Abdülmuttalip oğullarını kendisine inanmalarını ve ona yardımcı olmalarını istemişti. 
Fakat akrabaları kendisine yardım etmediği gibi Amcası Ebu Leheb hakaret etmiş, bizi buraya bunun için mi çağırdın diyerek hakaret etmişti. 
Bundan sonra Peygamberimiz, Kureyş kabilelerini, Safa tepesi yanına toplayarak onları İslama davet etti, bu davetten de Kureyşilerden açık bir destek alamadı. Hatta Amcası Ebu Lehep Peygamberimize Hakaret ederek ona taş attı, bunun sonucu Tebbet suresi inzal oldu. 


İŞKENCELER: 
Peygamberimiz tebliği açıktan yapmaya başlayınca Kureyşiler müslüman olanlara işkence yapmaya başladılar. 
Bu işkencelerin en fazlasını Peygamber efendimiz Aleyhisselam görüyordu.Ona, hakaret ediyorlar,namazını kılarken üzerine pislik atıyorlar,geçeceği yollara diken,butrak gibi şeyler saçıyorlardı. Secde de iken Deve İşkembesini ve pisliğini kafasına atıyorlardı. 
Diğer Müslüman olan insanların da hemen hemen hepsi işkence görüyordu. Bunlardan köle ve cariye olanların işkencesi öylesine ağırlaşmıştıki tahammül sınırlarını aşmıştı. 
En çok işkence gören Sahabileri şöyle sıralamak mümkün: 
Bilal-i Habeşi,Zinnure Hatun,Ümmü Ubeys,Nehdiyye Hatun,Amir b.Füheyre,Lübeyne Hatun, Ebu Fukeyhe,Habbab b.Eret,Yasir b.Amir,Miktat b.Amr,Suheyb b.Sinan, vb... 


EBU CEHL'İN PEYGAMBERİMİZİ ÖLDÜRMEĞE KALKIŞMASI VE NADR B.HARİSİN BİR KONUŞMASI:
Nadr b.Haris'in Peygamberimiz Hakkındaki Konuşması: 
Ebu Cehl, başından geçeni, Kureyşli müşriklerine anlatınca, Nadr b.Haris, kalkıp "Ey Kureyş cemeati ! Vallahi, sizin başınıza hiç bir zaman, bir benzerile mübtela olmadığınız,bundan sonra da, kolay kolay çaresini bulamayacağınız bir iş gelmiş bulunuyor! 
Muhammed; Şakaklarına ak düştüğünü gördüğünüz zamana kadar, içinizde,en çok hoşunuza giden bir gençti. 
En doğru sözlünüz ve en emininiz idi. 
Nihayet, size getirdiği şeyle gelince, ona (Sihirbaz!) dediniz. 
Hayır! Vallahi, o, bir Sihirbaz değildir! 
Biz, Sihirbazları ve onların üfürmelerini, düğümlemelerini görmüşüzdür. 
Siz, ona (Kahin!) dediniz. 
Hayır! Vallahi, o, bir kahin değildir. 
Biz, kahinleri ve onların titreyişlerini, görmüş ve Seci'li sözlerini, dinlemişizdir 
Siz, ona (Şair!) dediniz. 
Hayır! Vallahi, o, bir Şair de, değildir. 
Biz, Şiiri görmüş ve onun her çeşidini: Hezec'ini, Recez'ini.. dinlemişizdir. 
Siz, ona (Mecnun!) dediniz. 
Hayır! Vallahi, o, bir mecnun da değildir. 
Biz, delilikleri, görmüşüzdür. 
Onun ise, ne boğulması, ne çarpınıp titremesi, ne evhamlanması, ne de, 
sözlerini, karıştırması, vardır. 
Ey Kureyş cemeati! Durumunuzu iyice düşününüz, gözden geçiriniz! 
Çünki, vallahi, sizin başınıza, büyük bir iş gelmiştir ! ' ' dedi .